Sayfalar

18 Temmuz 2010 Pazar

Kız Çocuğu ve Genç Kız

Kız Çocuğu ve Genç Kız
Kız çocuğu eski Roma’da, Cermenler-de ve doğu kavimlerinde, gereksiz ve de­ğersizdir. Bilinen şeyleri, burada yeni­den anlatmak için, yeterli yerimiz yok­tur. Türklerde başlangıçtan beri kız, bir oğuldur, yani Tanrı tarafından verilmiş bir evlâttır. Bunun için kızlar eski yazıt­larda çoğu zaman “kız oğul” diye yazıl­mıştır. Eski Türkçe’de “kız” sözü, aynı zamanda pahalı ve nadir şey manasını da içinde toplar. Belki de bu mana, “kıs” sözünden bozulma bir anlayış ola­bilir. Taciklerle yakın ilişkileri olan Argu Türklerinde ise kız sözü, hasis ve cimri manasına kullanılırdı. Bu da “kıs?” kökünden gelmiş olmalıdır. Konuya gir­meden önce, başka türlü yorumlar geti­rilebilecek, bu gibi karanlık noktalara, parmak basmak gerekir. Söze, Dede Korkut’un Bugaç Han hikâyesindeki Bayındır Han’ın buyruğuyla başlaya­lım: Büyük bir toy veren Bayındır Han, “oğlu olanı ağ otağa, kızı olanı kızıl ota­ğa kondurun, oğlu kızı olmayanı Allah Tâ’âla kargayupdur (beddualamıştır), biz dahi karganız, belli bilsin” demiş. Ayrıca, “Kimin ki oğlu kızı yok, kara otağa kondurun, kara keçe altına döşeyin, kara koyun yatmışından önüne getürün, yer ise yesin, yemez ise dursun gitsin” buyurmuş. Anne maddesinde verdiğimiz bir Uygur vesikası ise, “anne ve babasının gönlünü kıranın oğlu ve kızı olmaz”, diyordu. Türklerde kızın ni­şanlısına armağan ettiği “ergenlik kaf­tan’mm rengi de, Dede Korkut’taki otağ gibi kırmızıdır. Kızlar da düğünde, kır­mızı kaftan giyerlerdi. Dede Korkut’taki Beyrek’in nişanlısı Banı Çiçek de, kırmı­zı kaftanını giyerek, düğünde oynamıştı. Kuzey Türklerinin Er Sayın Destanı’nda yiğitler, “Biz kırmızı çapan giyme­dik”, yani evlendirilmedik (üye söylen­meye başlamışlardı. Bir Kırgız Atasö­zünde de, “kızın gönlü kızıldadır”, denir. Hem er­kek ve hem de kadın için. Herhalde bundan dolayı da kız babalarının yeti Dede Korkut’ta, kırmızı otağ oluyordu.

0 yorum:

Yorum Gönder


Free Automatic Backlink
Photo blog blogs
Bedava Hit Siteler