Kız Çocuğu ve Genç Kız
Kız Çocuğu ve Genç KızKız çocuğu eski Roma’da, Cermenler-de ve doğu kavimlerinde, gereksiz ve değersizdir. Bilinen şeyleri, burada yeniden anlatmak için, yeterli yerimiz yoktur. Türklerde başlangıçtan beri kız, bir oğuldur, yani Tanrı tarafından verilmiş bir evlâttır. Bunun için kızlar eski yazıtlarda çoğu zaman “kız oğul” diye yazılmıştır. Eski Türkçe’de “kız” sözü, aynı zamanda pahalı ve nadir şey manasını da içinde toplar. Belki de bu mana, “kıs” sözünden bozulma bir anlayış olabilir. Taciklerle yakın ilişkileri olan Argu Türklerinde ise kız sözü, hasis ve cimri manasına kullanılırdı. Bu da “kıs?” kökünden gelmiş olmalıdır. Konuya girmeden önce, başka türlü yorumlar getirilebilecek, bu gibi karanlık noktalara, parmak basmak gerekir. Söze, Dede Korkut’un Bugaç Han hikâyesindeki Bayındır Han’ın buyruğuyla başlayalım: Büyük bir toy veren Bayındır Han, “oğlu olanı ağ otağa, kızı olanı kızıl otağa kondurun, oğlu kızı olmayanı Allah Tâ’âla kargayupdur (beddualamıştır), biz dahi karganız, belli bilsin” demiş. Ayrıca, “Kimin ki oğlu kızı yok, kara otağa kondurun, kara keçe altına döşeyin, kara koyun yatmışından önüne getürün, yer ise yesin, yemez ise dursun gitsin” buyurmuş. Anne maddesinde verdiğimiz bir Uygur vesikası ise, “anne ve babasının gönlünü kıranın oğlu ve kızı olmaz”, diyordu. Türklerde kızın nişanlısına armağan ettiği “ergenlik kaftan’mm rengi de, Dede Korkut’taki otağ gibi kırmızıdır. Kızlar da düğünde, kırmızı kaftan giyerlerdi. Dede Korkut’taki Beyrek’in nişanlısı Banı Çiçek de, kırmızı kaftanını giyerek, düğünde oynamıştı. Kuzey Türklerinin Er Sayın Destanı’nda yiğitler, “Biz kırmızı çapan giymedik”, yani evlendirilmedik (üye söylenmeye başlamışlardı. Bir Kırgız Atasözünde de, “kızın gönlü kızıldadır”, denir. Hem erkek ve hem de kadın için. Herhalde bundan dolayı da kız babalarının yeti Dede Korkut’ta, kırmızı otağ oluyordu.
0 yorum:
Yorum Gönder