Kısrak
KısrakKısrak da “kısır” sözünden gelir. Kısrak (kısırak), eski Türkçe’de henüz doğurmamış, genç ve dişi attır. Sürüye henüz yeni katılır. Bunun için kısrak sözünü, genç kısrak diye yorumlayan Kaşgarh Mahmud, bir de eski bir Türk atasözü vermektedir. “Genç kız ile güreşme, kısrak ile yarışma.” XI. yüzyıldaki Türklere göre genç kızlar çok güçlü olurlar, hiç belli olmaz, erkeği yenebilirlerdi. Henüz doğurmamış kısrak ise attan daha çevik ve sıçrayışlı olurdu. Bunun için binenin başına bir şey gelebilirdi. Bu kaynağa bakılırsa, Sultan Mes’ud genç bir kızla evlenmiş. Fakat kız, gerdek gecesinde ayağı ile dokunarak, sultanı devirmiş. Aslında bu atasözü Türkler tarafından, Sultan Mes’ud’dan çok önce söylenmiş olmalıdır. Eski Türkler henüz doğurmamış kısrağa da, doğrudan doğruya “kısır” derler. “Aygır, kısır kiş-nedi” gibi sözlere eski Türk şiirlerinde de rastlanır.
EsM Türkler, örnek olarak kısır koyun için, kısır demiyorlar, “yozadı”, diyorlardı. Görülüyor ki eski atlı Türkler kızlarını yalnızca, henüz doğmamış, canlı ve kanlı dişi taylara benzetiyorlardı, insan için söylenen fizyolojik deyimleri, başka hayvanlarla karıştırmıyorlardı.
0 yorum:
Yorum Gönder