Sayfalar

  • texto-a-ser-exibido
  • texto-a-ser-exibido
  • texto-a-ser-exibido

Diş Eti Kanaması


Zaman zaman veya devamlı kanayan diş etleri sıkça misvaklanır, misvak su)ti ile gargara yapılır. Nar kabuğu kurutularak toz haline getirilir, diş etleri bu tozla böylelikle ovulur.Resim3

; * Diş etleri tuzlu su ile ovulur, tuzlu su ile gargara yapılır.

* Böğürtlen yaprakları veya nar çiçeği ağızda sakız gibi çiğnenir. Bir miktar şap, iyice yakmadan ateşte kızdırıldıktan sonra üzerine sirke dökülür, diş etleri bu şaplı sirkeyle sıkça ovulur.

* 10 gr. şap, 5 gr. tuz ve 10 gr. seni kozalağı, 100 cc. suda kaynatıldıktan sonra süzülür, diş etleri bu karışımla ovulur.
Read More

Kekemelik


Dilin normalden fazla büyümesi veya konuşurken dilin ağızda istenildiği şekilde oynatılamaması; genel olarak sinirden, korkudan veya ateşli bir hastalık sonrasında meydana gelir. Kelimelerin söylenmesi sırasında, gırtlak kaslarının anormal bir kasılma sebebiyle çalışamaması sonucu ortaya çıkan konuşma bozukluğudur. Kekemelik erkeklerde, kadınlara oranla %20 fazla görülür, heyecanlı kimselerde daha çok sık rastlanır. Hastanın heyecanlanması halinde çoğalır.


Bu durumdan kurtulmak için:

* Dil altına bir kalem konur ve konuşulmaya çalışılır. Başlangıçta egzersize bir dakikadan başlanır, daha sonra süre her hafta artırılır. Ağza çakıl taşı alınır ve konuşulmaya çalışılır. Yüksek sesle bol kitap okunur. Kur’an-ı Kerimi tecvit üzere okumaya çalışmak kekemeliği azaltır.

* 10 gr. kişniş 100 cc. suda beş dakika kaynatıldıktan sonra, bu suyla gargara yapılır. Ayrıca birer yemek kaşığı içilir.

* Bir baş beyaz soğanın suyu çıkarıldıktan sonra, elde edilen su her gün 2 – 3 defa ağızda tutulur, ayrıca gargara yapılır.

* 50 gr. melisa yaprağı ile 50 gr. karabaş otu toz haline getirildikten sonra bir kilo balla karıştırılarak macun kıvamına sokulur. Karışımdan günde üç defa 1 - 2 kaşık yenir.

* 50 gr. karabaş otu ile 50 gr. zen-

cefil toz haline getirildikten sonra kaynayan bir bardak suya bir çay kaşığı atılır. Kaynatma on dakika kadar sürdürülür. Sonra bu karışımla gargara yapılır.

* Toz haline getirilmiş 20 gr papatya ile bir adet küçük Hindistan cevizi, yarım kilo balla karıştırılır. Günde üç defa birer tatlı kaşığı yenir, dil altı bu karışımla ovulur.

* Toz haline getirilmiş 5 gr. amberle 5 gr. damla sakızı balla karıştırılarak macun haline getirildikten sonra yenir, dil altı bu karışımla ovulur.

* 20 cc. hardal suyu ile 20 cc. akırıkarha suyu birbirleriyle karıştırılır. Günde bir fincan içilir. Ayrıca günde 2 - 3 defa beş dakika süreyle gargara yapılır.
Leia Mais

Pamukçuk




Ağız mukozasının iltihaplanmasıdır. Bir çeşit mantar oluşumudur. Genellikle yetersiz beslenmiş, zayıf bünyeli süt çocuklarında görülmekle birlikte, uzun süren hastalıklar sonucu zayıf düşmüş yetişkinlerde de pamuk


görülür. Dilin ucunda ve kenarlarında, yanakların ve dudakların iç kısımlarında beyazımsı küçük şişlik ve kızartılar şeklinde ortaya çıkar. Bu durumdaki çocuğa veya yetişkine, asitli yiyecekler kesinlikle verilmez. Ağız temiz tutulur. Tedavisi:

* Ağız ve annenin meme ucu karbonatlı su ile silinir. Ağza kara dut şurubu sürülür veya damlatılır. Ağza, halk arasında mavi damla diye bilinen, ‘bleu de metilen’li damla damlatılır.

* Kaynamakta olan bir bardak suya, bir tutam hatmi çiçeği konur, kısa bir sûre demlenir ve

suyun soğuması beklenir. Sonra da ağız bu suyla silinir.
Leia Mais

Ağız Ülseri (aft)


Bazı kanser ilaçları ağızda yaraya ve ağız ülserine yol açabilir. Bu yan etkiler, genellikle tedavi başladıktan 5-10 gün sonra ortaya çıkar ve 3-4 hafta içinde iyileşir.
Doktor, enfeksiyonu önlemek için ağız gargarası vere­bilir. Bu durumda güçlü ağrı kesicilerin verilmesi de ihtimal dahilindedir.
Kemoterapinin uzun vadeli yan etkiler nelerdir?
Kemoterapi ilaçlan güçlüdür ve uzun vadeli yan etkile­re yol açabilir. Bunların kimisi ciddi, kimisi ise pek önemli olmayan etkilerdir. İlaçlar menopoza, âdetten kesilmeye, ateş basmalarına ve duygusal iniş çıkışlarada neden olabilir. Hasta doğal menopoza ne kadar yakın yaştaysa bu etki­nin ortaya çıkma riski o kadar yüksektir. 6 ay boyunca CMF alan 40 yaşın altındaki kadınlarda %35 oranında er­ken menopoza girme, dolayısıyla doğurganlığı kaybetme riski vardır. 40 yaşın üstündeki kadınlar için bu risk, yak­laşık %90′dır. Diğer ilaç kombinasyonlannın farklı risk oranlan vardır.Tedaviye başladığında 40′lı yaşların başında olan Jill, kemoterapiden kaynaklanan ani menopoz yüzünden sar­sılmış:


Menopoz aniden geliveren bir şok oldu benim için, Artık başka çocuk doğurma şansım yoktu. 44 yaşımdaydım ve yeniden çocuk sahibi olmak gi­bi bir düşüncem yoktu, Ama bu şansı tamamen kaybetmenin verdiği şoku yaşıyordum, 8 yıl sonra, şimdi bile üzülüyorum buna. Belki üzüntüm göğüs kanserinden değil, yaşlanmaktan kaynaklanıyor­dur. Bazen tek başıma yürürken aşırı duygusallaşıyorum. Sonra ‘Kendine gel,’ diyorum, ‘bunun kim­seye yararı yok,’”
Kemoterapi ilaçları, küçük de olsa, kronik kemik iliği supresyonu ile ikinci kanser riski taşır. Özellikle kan kan­seri…
Adriamycin oldukça etkili bir göğüs kanseri ilacıdır ama kalp için zararlı olabilir. Bu ilaçla tedavi edilen 200 kişiden birinde kalp hastalığı ortaya çıkmaktadır.

Özet
• Kemoterapi ilaçlan, asıl tümör içindeki veya vücutta başka bir bölgeye yayılmış kanser hücrelerini öldürür veya bu hücrelere zarar verir,
• Hızla bölünen kanser hücrelerini öldüren kemoterapi ilaçları, yine hızla bölünen saç, sindirim sistemi ve ke­mik iliği hücreleri gibi normal hücreleri de öldürür. Bu nedenle pek çok yan etkileri vardır.
• Verilecek ilacın dozunu ayarlamaK için, tedavi önce­sinde ve tedavi süresince hastanın kan sayımı yapılır.
• Kemoterapi şu durumlarda verilir: Ameliyattan önce tümörü küçültmek için; erken aşamadaki göğüs kan­seri ameliyatından sonra, özellikle kanser lenf düğüm­lerine sıçradığında; kanserin vücudun diğer kısımlarına yayıldığı ilerlemiş vakalarda ve kanser hücrelerinin hormonal olarak tepki vermediği durumlarda.
• Kemoterapinin en sık görülen kısa vadeli yan etkileri; saçın tamamıyla dökülmesi veya seyrelmesi, yüksek enfeksiyon kapma riski, mide bulantısı ve kusma, aşırı yorgunluk ve ağız ülseridir,
• Kemoterapinin en sık görülen uzun vadeli yan etkisi ise, erken menopozdur. Özellikle bazı ilaçlarda kronik kemik iliği supresyonu, ikinci bir kanser ve kalp rahat­sızlıkları riski de vardır.
Leia Mais

Dermatomiyozit Kökenli Kalp Kası İltihabı

DERMATOMİYOZİT KÖKENLİ KALP KASI İLTİHABI
Dermatomiyozit, yüz, boyun ve ellerde döküntü, gövde ve kol bacak kaslarında körelme ve ağrıyla birlikte zayıflama ve genel durumun bozulmasıyla nitelenen bir bağdokusu hastalığıdır. İç organlara yerleşmesi seyrek görülür. Kalbe yerleşmesi ise, çoğunlukla klinik belirtileri olarak gizlidir.
Bununla birlikte, ileti dokusunda bir bozun olduğunda, AdamsStokes nöbetleriyle birlikte tam kulakçık karıncıkarası ileti kesikliği biçiminde kendini gösterebilir.
Leia Mais

Siyanozsuz Kalp Hastalıkları

SÎYANOZSUZ KALP HASTALIKLARI
Siyanozsuz kalp hastalıkları 2 grupta toplanabilir. Birinci grup, kısadevreye yolaçanları kapsar:
— kulakçıklararası bölme açıklığı;
— karmcıklararası bölme açıklığı;
— ortak kulakçık karmcık kanalı.
İkinci grup, göğüs aortunun yerel darlığı (aort koarktasyonu), yalın akciğer atardamarı darlığı, doğuştan aort darlığı, kalp atardamarının doğuştan bozukluğu gibi bir engele bağlı olan hastalıkları kapsar.
Sözkonusu şey, kulakçıklar arasında anormal bir delik bulunmasıdır: En sık görülen biçimi oval deliğin kapanmamış olmasıdır. Oval delik, kulakçıkları ayıran bölmenin ortasında bulunur ve doğuma kadar açık kalarak dölyatağı içi yaşam boyunca dölütün kan dolaşımının oluşmasında önemli rol oynar. Bu delik normalde doğumdan sonra kapanır; açık kalırsa sol kulakçıktan sağa kaçar ve uzun süre sonra kalbin (özellikle sağda) ve akciğer atardamar sisteminin hacminde büyümeyle akciğer yükü artar; kalpte doğuştan oluşum bozukluklarının en sık görüleni budur. Uzun süre iyi katlanılan bir hastalıktır; çünkü 30-40 yaşlarından önce yetmezlik durumu görülmez; o yaşlarda önce sağ kalp yetmezliğine, sonra da tam kalp yetmezliğine yolaçabilir. Bununla birlikte, akciğer atardamarında yüksek basınç orta derecede ise, bu açıklığın ameliyatla kapatılması hastalığın geleceğini iyileştirir.Sözkonusu şey, hastanın iyi katlandığı zayıf kısadevreli küçük bir delikse, teşhis sistemli muayene sonucunda konur. Kısadevre daha önemliyse, bazı rahatsızlıkların gözlenmesi dikkati çekecek ve teşhise yön verecektir:
— çaba harcama sırasında gelen soluk darlığı (soluk almada güçlük çekme);
— bronşit (bronş iltihabı) tipinde solunum yolları enfeksiyonu alevlenmeleri;
— daha ender olarak kanlı balgam çıkarma (hemoptizi).
Ayrıca, çocuğun yapısal gelişimi yavaşlamış olabilir.
Kalbin dinlenmesi, 2 değişikliğin saptanmasını sağlar:
— normal bir akciğer atardamarı deliğinden çok, artmış kan kütlesinin geçişine bağlı olarak akciğer atardamar odağında kasılma üfürümü;
2. kalp sesinin, kalp tabanında algılanan değişmez çiftlenmesi.
Karın üst bölgesinin elle muayenesinde, sağ karıncık büyümesi sonucunda kalp vurumları alınabilir; buna Harzer belirtisi denir.Radyolojik inceleme, sağ boşlukların zararına kalp hacminin büyümesini gösterir. Sol orta yay uzamış, çıkıntılı ve dışbükeydir, akciğer atardamar dallan genişlemiş ve dolgunlaşmalardır.Elektrokardiyogram, sağ kulakçık ve karıncık yüklenmesini ve tam olmayan bir sağ ileti kesikliğini ortaya çıkarır.
Sonda uygulama, teşhisin kesin kanıtını verir: Ana toplardamarlardan ve sağ kulakçıktan alman kan örneklerinde oksijen düzeyleri farklıdır; ayrıca, sonda sağ kulakçıktan, aradaki delik aracılığıyla sol kulakçığa geçebilir.
Toplam olarak muayeneler, kulakçıklararası bölme açıklıklarında 3 grup ayırdetmeyi sağlar:
— zayıf kısadevreli küçük bir kulakçıklararası bölme açıklığı;
— yüksek kısadevreli bir kulakçıklararası bölme açıklığı;
— zayıf, tersine kısadevreli bir kulakçıklararası bölme açıklığı.
Kulakçıklararası bölme açıklığı. Fotoğrafın üst yarısında genişçe açılmış sol kulakçık görülmektedir. Kulakçıklararası bölme açıklığı sağ kulakçığın görülmesini sağlamaktadır. Alt yarıda, açılmış sol karıncık, normal kas sütunları ve kirişler farkedilmektedir.
Birinci grupta, hasta kişiyi düzenli izlemekle yetinilebilir; çünkü hastalığa işlevsel katlanma kusursuz, hastalığın geleceği de iyidir. Ancak klinik tablo değişmeye yüz tuttuğu zaman ameliyat düşünülebilir.
İkinci grupta akciğer yüksek basıncı orta derecede ise ve herhangi bir kalp yetmezliği sözkonusu değilse, çok kolay gerçekleştirilen bir ameliyatla bölme açıklığı kapatılır ve böylelikle tedavi uygulanmış olur.
Tersine kalp yetmezliği varsa, yetmezlik iyileştirildikten sonra ameliyata gidilmelidir (bu durumda bile tehlikeler daha çok olacaktır)Sözkonusu şey, 2 karıncık arasında sol sağ kısadevresine yolaçan anormal bir ilişkidir, bunun sonucunda sol karıncık ve sağ karıncık genişJer ve akciğer atardamarı basıncı yükselebilir.Kanncıklararası bölme açıklığı çoğunlukla hiçbir sıkıntı duymayan hasta tarafından bilinmez.Bununla birlikte, büyük kısadevre durumlarında hastalığı çağrıştıran belirtiler vardır:
— çaba harcama sırasında gelen soluk darlığı;
— beden gelişmesinde yavaşlık.
Bazen gözle muayenede göğüs kafesinde biçim bozukluğu farkedilir: «memealtı balta vurumu ile birlikte göğsün yüksek çıkıntısı, yani kıkırdakElle muayenede kasılma titreşimi algılanır ve kulakçıklararası ilişkide olduğu gibi, sağ karıncık büyümesinden ileri gelen Harzer belirtisi kaydedilir.
Dinlemeyle göğüs kemiği boyunca sol 3. ya da 4. kaburgalararası aralıkta en yüksek düzeye erişen sert, şiddetli bir kasılma üfürümü bulunur. Bu üfürüm bütün göğüs kafesi ön yüzüne yayılır. Akciğer atardamarı yüksek basıncı durumunda, akciğer atardamarı odağında 2. ses sert olarak algılanır.
Radyolojik incelemede bütün kalp hacminde büyüme, sol orta yayda dışbükeyleşme, akciğer atardamarlarında genişleme ve akciğer damarlanmasında artış görülür.
Elektrokardiyogram her iki karıncıkta, bazen de sol kulakçıkta yüklenme ortaya koyar.
Öte yandan, bu incelemeler, akciğer atardamarı düzeyinde sağ kulakçıktakinden daha zengin oksijenli kan bulunduğunu açığa çıkarırlar; ayrıca, sonda, sol ve sağ karıncıklar arasındaki delikten geçebilir.
Tıpkı kulakçıklararası bölme açıklığında olduğu gibi, bu kalp bozukluklarının tedavisi de kısa devrenin şiddetine ve akciğere yansımasına göre değişir.
Zayıf akımlı kısadevre biçimlerinde hastayı gözlemekle ve her türlü enfeksiyon odaklarının antibiyotiklerle korunmasıyla yetinilir; böyle bir odak, Osler kalp içzarı iltihabının yerleşme tehlikesine yolaçabilir.
Öteki durumlarda cerrahiye başvurulur. Ama akciğer atardamarı basıncı çok yüksekse, ameliyata gidilmeyip sağ kalp yetmezliği tedavisi uygulanır.Sözkonusu şey, dölyatağı içi yaşam boyunca aort ile akciğer atardamarı arasında ilişkiyi sağlayan damarın, doğum sonrasında kapanması gerekirken, açık kalmasıdır.Teşhisin dayandığı ilk muayene olan dinlemede, kasılma dönemi sonunda ya da gevşeme dönemi başlangıcında şiddetlenen sürekli bir kasılmagevşeme üfürümü alınır; bu üfürüm solda ilk iki kaburgalararası aralığın iç kenarında yerleşmiştir. Akciğer atardamarı yüksek basıncı durumunda, bu bulgulara akciğer atardamarı odağında 2. sesin sertleşmesi eklenebilir.
Radyolojik inceleme bütün kalbin hacminin arttığını gösterir. Sol orta yay uzamış, dışbükeyleşmiş ve dolgunlaşmıştır. Akciğer damarlanmasında bir artma kaydedilir.
Elektrokardiyogram, özellikle sol karıncık yüklenmesi belirtileri gösterecektir.
Anjiyokardiyografi ile tamamlanan sonda uygulama, akciğer atardamarının oksijen düzeyinin sağ kanncığınkinden yüksek olduğunu ve sondanın akciğer atardamarından göğüs aortuna geçtiğini göstererek teşhisi kanıtlar.Bu kalp hastalığının geleceği, akciğer atardamarı basınç yüksekliğinin ilerlemesine bağlıdır; gerçekten, bu yüksek basınç bir kalp yetmezliğine, kısadevrenin tersleşmesine ve dolayısıyle de bunun yansıması olan bacakların siyanozuna (mavileşmesine) yolaçar.Cerrahi girişimin önemi açıkça ortadadır. Damar dirençleri çok yüksek olmadıkça Osler kalp içzarı iltihabı, kalp yetmezliği ve akciğer yüksek basıncı gibi ihtilatların ortaya çıkabileceği gözönünde tutularak, atardamar kanalının kapanmamış olması durumlarının tümünde ameliyata başvurulmalıdır.Sözkonusu şey, kulakçıklar ve karmcıklararası bölmelerde ve kulakçık karıncık kapaklarının iç bölümlerinde bozukluklar kapsayan doğuştan bir oluşum bozukluğudur. Yani bu bozuklukta değişik derecelerde bir kulakçıkkarıncık ortak deliği, kulakçıklararası alçak ilişki ve karıncıklararası yüksek ilişki birarada bulunur.
Ama en sık raslanan birliktelik, kulakçıklararası alçak ilişki ile ikili kapağın iç bölümünde bir yarığın birarada olmasıdır.Resimde aortun yerel daralmasına örnek görülmektedir, ok daralmış bölgeyi göstermektedir.Teşhis, koltukaltma doğru yayılan ve kalbin tepesinde yerleşmiş bir kasılma üfürümüyle birlikte olan, sol 4. ve 5. kaburgalararası aralığın iç bölümünde yerleşmiş bir kasılma üfürümünün varlığına dayanır.
Radyolojik inceleme büyük kan atım hacimli bir kulakçıklararası kısadevrenin varlığını gösterir. Bu kısadevre filmlerde, sol orta yayın uzaması, çıkıntılı bir durum alması, dışbükeyleşmesi ve dolgunlaşması ile birlikte sağ boşlukların hacim artışları biçiminde yansır; ayrıca, akciğer atardamarının dallan genişlemiş olarak görünür.Elektrokardiyogram, sağ dal ileti kesikliği ile birlikte kalbin elektrik ekseninin aşırı sola kaydığını ortaya koyar.
Leia Mais

Kısadevresiz Siyanozsuz Kalp Hastalıkları

KISADEVRESİZ SIYANOZSUZ KALP HASTALIKLARI
Sözkonusu şey, aort yayının ve göğüs aortunun birleştikleri düzeydeki bir darlıktır.
Birkaç aylık evrim sonrasında asıl dolaşıma yedek olarak bir yan dolaşım oluşur. Bununla birlikte bu yan dolaşım, kollardaki yüksek basıncın (tersine bacaklarda düşük basınç vardır) sürmesini önleyemez.
Göğüs aortunun yerel darlığının Caort koarktasyonu) teşhisi, işlevsel belirtiler bulunmasıyla konacaktır.
Basınçta iki anormallik gösterir:
— engelin gerisinde soluk darlığına, baş ağrılarına, burun kanamalarına yolaçan yüksek basınç;
— engelin ötesinde, kramplara, ayakların soğukluğuna, birkaç dakika yürümeden sonra kesik topallamaya yolaçan düşük basınç.
Teşhis, kollarda ve bacaklarda doğru ölçülen atardamar basınçlarında görülecek farklılıkla kesinleşir. Elle muayene edilmesi gereken uyluk nabızları, azalmış ya da yitmiş olarak bulunur.
Bacaklarda salınımların kaydedilmesi, salmım ölçer göstergesinin sapmalarının düştüğünü gösterir.
Hastalık biraz ilerleyince ek olarak bir yan dolaşıma, yani öne eğilmiş bir hastanın sırtında yüzeysel damarların görülebilir ve elle muayene edilebilir duruma gelmesi olayınada raslanır.
Dinleme, sol 3. ve 4. kaburgalararası aralıkta sırta yayılan, orta şiddette bir kasılma üfürümünü açığa çıkarır.Röntgen filmleri birçok görüntü tipi kapsar; önden alınan filmde, sol üst yayın yittiği farkedile-bilir; ama gene bu sol üst yay düzeyinde, üst ve alt iki çıkıntı arasında bir girinti bulunabilir. Bu son görüntü, darlığın arkasında ve önünde aortun genişlemesine bağlıdır. Sol alt yay, daralmanın sol karıncığa yansımasına göre az ya da çok çıkıntılı olacaktır (3 işareti). Ayrıca, evrimin onuncu yılına doğru, cepheden alman filmlerde kaburgaların alt bölümlerinde çentikler görülebilir.
Elektrokardiyogram, değişik derecede sol karıncık yüklenmesi belirtileri göstererek bu bozukluğun kalbe yansıması konusunda bilgi verir.
Ayrıca, toplardamar yoluyla yapılan anjiyografi, atardamar evresinde darlığı gösterecek, darlığın tipini, yerini ve uzunluğunu belirleyecektir.
Hastalık tedavi edilmeden gelişirse, kısa ya da uzun sürede kalp yetmezliği ve kalp içzarı iltihabı gibi ihtilatlara yolaçabilir.
Tek tedavi cerrahidir. Ameliyat nispeten yalındır; daralmış bölümünün çıkarılmasına ve damarın iki ucunun ya uç uca dikilerek ya da araya dakron konarak aortun devamlılığının sağlanmasına dayanır.
Sözkonusu şey, akciğer atardamarı deliği (kapağı) ya da akciğer atardamarı konisi düzeyinde bir darlıktır. Bu oluşum bozukluğuna çoğunlukla iyi katlanılır.
Teşhis, akciğer atardamarı odağı düzeyinde bir kasılma üfürümü ortaya koyan dinlemeyle konur.
Cepheden alman filmlerde, akciğerin X ışınlarına geçirgenliği anormal biçimde artmış görünür.
Elektrokardiyogram en önemli ihtilatı, yani bu durumda sağ karıncık yüklenmesini açığa çıkarırTedavi cerrahidir. Ameliyat yalındır; kapakçıkların yapışıklıklarının kesilmesine dayanır. Sıkı darlık durumlarında, ihtilatların ortaya çıkmasını beklemeden cerrahiye başvurulur. Bu son ameliyat nispeten daha tehlikelidir.Akciğer atardamarı kapağı darlığı bulunan bir çocukta, sağ boşlukları gösteren, toplardamar yoluyla anjiyokardiyografi.Sağ kulakçık, sağ karıncık, akciğer atardamarı konisi, çok daralmış akciğer atardamarı kapağı deliği ve akciğer atardamarı görülmektedir.Çocuklukta bu darlığa iyi katlanılır. Dinleme, aort odağında bir kasılma üfürümü ortaya koyarak teşhisi sağlar.Yalnızca sonda uygulama, teşhisi kesinlikle kanıtlayabilir; aort deliğinin darlığını, kapak üstü ya da kapak altı darlığı (sol karıncık pompalamasını önleyen küçük bir yaka oluşturur) ayırdedebilir; tedavisi tümüyle ayrı olan ve bazen çok benzer belirtiler veren bir tıkayıcı kalp kası has
İster kapakta, ister kapak altında ya da üstünde olsun aort darlığında ameliyata başvurma gerekliliği, darlığın arkasında ve önünde kaydedilen basmç farkına bağlıdır.Bu hastalık çok enderdir. Sözkonusu şey, 2 kalp atardamarından sol kalp atardamarının akciğer atardamarından doğması, yani çıkmaması gereken yerden çıkmasıdır. Sonuç olarak, sol kalp atardamarının suladığı bölge oksijensiz ve düşük basınç altında kan alır. Bu oluşum bozukluğununtehlikesi, yaşamın ilk günlerinden başlayarak kalp kası (miyokard) enfarktüsüdür.
Leia Mais

Mavi Hastalık

MAVİ HASTALIK
Siyanozlu doğuştan kalp hastalıkları az ya da çok önemli, dolayısıyle de yaşamın az ya da çok erken dönemlerinde ortaya çıkacak oluşum bozukluklarını kapsar. Bu nedenle, başlıca 2 grub olarak ayrılmışlardır: Doğumda ya da hemen sonraki saatlerde, ortaya çıkanlar (özellikle Fallot dörtlüsü ve büyük damarların yer değişimi); süt çocuğunda ve küçük çocukta, yani daha geç belirenler (Fallot üçlüsü ya da üçlü kapak deliğinin kapalı kalması).
Leia Mais

Büyük Damarların Yer Değiştirilmesi

BÜYÜK DAMARLARIN YER DEĞİŞTİRMESİ
Sözkonusu şey, büyük damarların kendilerine uyan karıncıklardan çıkışlarındaki bir anormalliktir; böylece birbirinden bağımsız 2 dolaşım ortaya çıkar.
Doğum sırasında, yeni doğan için yaşama olasılığı yalnızca iki dolaşım ilişkide ise vardır. Böyle bir ilişki yoksa, hemen kulakçıklar düzeyinde sağlanması gerekir. Teşhis, çocuk doğar doğmaz, ileri derecede siyanoz ve kalp yetmezliği (şiddetli solunum güçlüğü ve elle muayenede büyük bir karaciğer biçiminde yansır) karşısında konur. Kalbi dinleme birçok hastada bulgu vermez; ancak bazen, sol 4. ve 5. kaburgalararası aralığın iç ucunda kasılma “üfürümü alınabilir.
Radyolojik inceleme büyük hacimli ve dar saplı bir kalp gösterir. Özellikle, akciğer alanları, akciğer damarlanmasmdaki artış nedeniyle; olmaları gerektiğinden daha saydamsızdırlar.
Elektrokardiyogram sağ karıncık büyümesini ortaya koyar.
Bu kalp hastalığı tedavi edilmezse çok kötü sonuçlandığından, geçici çözüm sağlayan ameliyata doğumdan hemen sonra başvurmak gerekir. Ameliyat kulakçıklararasında bir geçiş yaratmaya dayanır ve süt çocuğunun, onarıcı ameliyatın yapılacağı oldukça ileri bir yaşa kadar olarak yaşamasını sağlar. Hastanın tam olarak iyileşmesini sağlayan onarıcı ameliyat güçtür; ama bazen iyi sonuçlar verir (Mustard girişimi).

Leia Mais

Üçlü Kapak Deliğinin Kapalı Kalması

ÜÇLÜ KAPAK DELİĞİNİN KAPALI KALMASI
Bu anormallik, normalde sağ kulakçık ve sağ karıncığı birleştiren deliğin (üçlü kapak deliği) bulunmamasıdır. Hastanın yaşayabilmesi için, bu anormalliğin yanısıra,karmcıklararası bölme açıklığı ve kulakçıklararası bölme açıklığı bulunması ya da atardamar kanalının kapanmamış olması mutlak koşuldur: Bu durum akciğerlerin kan alabilmesi için tek olanaktır.Teşhis, siyanozla birlikte kulakçıklararası bölme açıklığı ve karıncıklararası bölme açıklığı (ya da atardamar kanalının kapanmamış olması) belirtilerine ve sol kalp yüklenmesi (üçlü kapak deliğinin kapalı kalması, sol kalp yüklenmesi ile giden tek mavi hastalık biçimidir) belirtilerine dayandırılır. Cepheden alman filmin incelenmesi, sol alt yayın büyüdüğünü, sağ alt yayın düz ya da biraz içbükey olduğunu açıkca gösterir. Akciğer alanları aydınlık ya da tam tersine aşırı damarlanmış olabilir. Sol öne eğik filmlerde, arkada sol karıncığın çıkıntı yaptığı saptanır.
Elektrokardiyogram, sol kalbin elektrik eksenini ve sağ kulakçığın az ya da çok belirgin büyümesi ile birlikte olan sol karıncık yüklenmesini açığa çıkarır. Bu kalp hastalığının tedavisi, akciğerin yeniden damarlanmasmı sağlayacak olan geçici çözüm getirici ameliyata dayanır.
Leia Mais

Free Automatic Backlink
Photo blog blogs
Bedava Hit Siteler